Kampanyamız
Kampanyamız
BOATS GROUP
YACHTS GROUP
SAIL BOATS GROUP
DIGITAL PRESS
MOTORYACHTS GROUP
SON DAKİKA
Kampanyamız

Mavi Vatan

Denizlerdeki Vatan  Mavi Vatan Doktriniyle Türkiye’nin Jeopolitik Yükselişi


Mavi Vatan ve Önemi

Son yıllarda sıkça duyduğumuz Mavi Vatan kavramı, uluslararası ilişkiler literatürüne yerleşmiş ve Türkiye’nin kıta sahanlığı alanındaki haklarını güçlendiren önemli bir anlayıştır. Uluslararası ilişkilerin değişken yapısı içinde ülkeler, çıkarları doğrultusunda hareket ederek “sıfır toplamlı oyun” mantığında kazanç peşindedir. Bu süreçte pek çok yeni kavram ve doktrin ortaya çıkmıştır. Doktrin denildiğinde genellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlarının ortaya koyduğu stratejiler akla gelir. Ancak son dönemde Türk diplomasisi de doktrin geliştirme konusunda önemli başarılar elde etmiştir.

Mavi Vatan kavramı, Türkiye’nin uzun yıllardır çözüm bulamadığı Adalar Denizi (Ege) ve Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ve deniz alanlarının paylaşımı sorununa yeni bir bakış açısı getirmiştir. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ile Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı tarafından literatüre kazandırılan bu kavram ne anlama geliyor?


Mavi Vatan Nedir?

Mavi Vatan kavramının temelleri 1947 yılına kadar uzanır. Bu yılda ABD Başkanı Truman’ın gündeme getirdiği “Kıta Sahanlığı” meselesi, devletlerin denizler üzerindeki hakimiyetini yeniden tanımlayan ve denizlerin de ülkenin bir parçası olduğu anlayışını getiren önemli bir adım olmuştur. Elbette bu girişim ABD’nin batısında petrol arama faaliyetlerini kolaylaştırmak için yapılmıştır.

1958 yılında Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmesi ile “Kıta Sahanlığı” resmen tanımlanmış ve bu kavram Mavi Vatan’ın temelini oluşturmuştur. Burada önemli olan nokta, deniz kaynaklarından yararlanarak zenginliklerin ülke gelirlerine katılmasıdır. Kıta sahanlığı özellikle çevresi denizlerle çevrili Türkiye gibi ülkeler için stratejik bir öneme sahiptir. Ancak 1982’de tanımlanan “Münhasır Ekonomik Bölge” (MEB) kavramı, bölgedeki anlaşmazlıkların temelini oluşturmuştur.

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e göre Mavi Vatan, dünya şartlarının değişip dönüşmesiyle kara parçasına bitişik su varlığının milli ihtiyaç olarak kullanılmasının gerekliliğini ifade eder. Denizler, topraklar gibi ülkenin ayrılmaz parçasıdır ve geçmişte karasularımızda yaşanan hukuki sorunlar, bu kavramın önemini artırmıştır. Ayrıca Mavi Vatan, Türkiye’nin denizcilik alanında gelişimini ve güçlenmesini simgeleyen bir süreçtir.


Kıta Sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge ve Mavi Vatan

Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmesi ile düzenlenen kıta sahanlığı, herhangi bir ilan zorunluluğu olmaksızın, sözleşmede belirlenen şartları sağlayan deniz alanlarını kapsar. Bu nedenle ülkelerin kıta sahanlığı ilan etmeleri zorunlu değildir.

Ancak Mavi Vatan kavramının ortaya çıkmasında, kıta sahanlığı ile münhasır ekonomik bölge (MEB) kavramları iç içe geçmiştir. MEB ise ilana bağlıdır ve ekonomik faaliyetlerin sınırlarını belirler.

Mavi Vatan, kıta sahanlığı ve MEB kavramlarının yol açtığı anlaşmazlıkları ortadan kaldırarak Türkiye’nin deniz güvenliğini ve çıkarlarını korumayı hedefler. Özellikle Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinin artmasıyla birlikte birçok siyasi aktörün karşı karşıya kaldığı sorunlara farklı bir perspektif getiren bu doktrinin başarısı öngörülmektedir.


Mavi Vatan ve Kuramsal Bakış Açısı

Uluslararası ilişkiler alanında, siyasi çatışmaların ekonomik, kültürel ve askeri etkileri olsa da, kuramsal bakış açıları olaylara çözüm getirmede büyük önem taşır. Mavi Vatan kavramı, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ve Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı tarafından literatüre kazandırılmıştır. Bu kavram, uluslararası ilişkilerde Savunmacı Realizm çerçevesinde değerlendirilebilir.

Savunmacı Realizm, uluslararası sistemde güç dengelerini korumaya yönelik hareket eden devletlerin davranışlarını açıklar. Günümüzde tek kutuplu dünya düzeninde doğrudan çatışma olasılığı azalırken, diplomasi ve askeri güç dengesi ön plandadır. Türkiye, Doğu Akdeniz’de savunmacı bir strateji benimseyerek deniz alanlarını korumaya odaklanmıştır.

Kenneth Waltz ve Stephen Walt’un tanımladığı Savunmacı Realizm anlayışı, Mavi Vatan doktrininde dengeleyici bir rol üstlenmektedir. Türkiye bölgedeki çatışmalardan uzak durup barış ortamının tesisi için çaba göstermekte ve “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini temel almaktadır.


Mavi Vatan Siyaset Üstüdür

Mavi Vatan, siyasetin üzerinde bir kavramdır. Görüşü ne olursa olsun, vatanını seven herkesin kutsal kabul etmesi gereken bir milli değerdir. Mavi Vatan, isim itibariyle de bir vatan; vatan kadar kutsal, siyasete alet edilmesi mümkün olmayan hassas bir meseledir. Tıpkı kara topraklarının birliği ve bütünlüğü gibi, Mavi Vatan’ın bütünlüğü de tartışılamaz.


Pratikte Mavi Vatan

Türkiye, Mavi Vatan doktrinini pratikte çeşitli adımlarla hayata geçirmektedir. Bunlar arasında:

  • Libya ile yapılan anlaşmalar
  • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) askeri üslerinin kurulması
  • Libya’da askeri üslerin faaliyete geçirilmesi
  • Gambot diplomasisi ile sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerinin yürütülmesi

gibi stratejik hamleler yer almaktadır.


Sonuç olarak, Mavi Vatan kavramı Türkiye’nin denizlerdeki hak ve çıkarlarını koruyan, ulusal güvenliği ve bölgesel barışı destekleyen, stratejik ve milli bir doktrindir.

Mavi Vatan 432 Km²:


Bilal Yazkan | Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı | Digital Press Holding
Denizcilikte Dijital Dönüşümde Küresel Lider | “Yapay Zeka, Blockchain ve Endüstri 5.0 ile Geleceği Şekillendirmek”
Boats Group | Yachts Group | Motor Yachts Group | Sail Boats Group